Bir insanın hayatı hep mi olumsuz olur, hep mi bahtsız olur, yoruldum gerçekten.
Ömür denilen, esip esmediği belli belirsiz bir rüzgârın bizi bir yerlere savurmasını bekliyoruz. Arkamızda bıraktığımız yarınların da bugüne hiçbir tesiri olmadığını bile bile yarına fazla umut yüklüyoruz.
Daha çiçek açmam artık ben..
Gece vakti, yaz ayının tatlı serinliğinde düşüncelere dalarak yürümek...
Yaşamak için gücüm kalmadı.
Hani çok güçlü bir akıntıya karşı yüzmeye çalışırken birden vazgeçip kendini akıntıya bırakırsın ya, öyle bir şeydi işte.
Ben pek sevilmedim, o yüzden garip bir kişiliğe sahibim. Aldırış etmeyin..
Küle dönmüş bahçeme çiçek açtırırsın biliyorum.
En mutlu anımda bile gözlerim nedensizce birkaç dakikalığına boşluğa dalıyor. Bir şeyler eksik ve düzeltemiyorum.
Onsuz yaşamayı düşünemediğin birisine, nasıl veda edebilirsin? Hoşçakal demedim. Hiçbir şey demedim. Sadece yürüyüp gittim. O gecenin sonunda, karşıdan karşıya geçmek için en uzun yolu seçtim.