Seni kim çizebilir şubat yolcusu,
Yalnız akşam olsun dağınık olsun,
Ceplerinde bozuk bir bulut uğultusu,
Geceleyin dörtte bir ölüm korkusu,
Dörtte dört sabaha karşı yağmursun.
Seni kim çizebilir şubat yolcusu,
Bütün çizgileri bozuyorsun...♠️♠️♠️
İçime gömdüm hüzünlerimi; Pişmanlıklarım yok artık, keşkelerim yok, Kapattım aşkın perdesini. Paslanmış bir kilit şimdi yüreğim; Asırlardır yaşayan bir köhne şehir. Kaybolmuşum aşkın dehlizlerinde; Kulaklarımda rezil gecelerin gürültüsü. Yazmakla bitmez bu şiir…♠️♠️♠️
Göğe açılan iki elimin bil ki birdir yolu...♠️♠️♠️
1929 buhranı bile geç gelmemiş miydi,
Eksikliğe mi alışmışız, mutsuzluğa mı yoksa...♠️♠️♠️
Boğazıma kadar hayal kırıklıklarıyla doluyum
Sanki çocuk gibiyim ve mutluluk oyuncağım, Seni bugün bir sürüye anlattım yutkundu koyuncağız, Yokluğundan alıp soğukluğunu getiren bulutların, Rüzgarında gidip geliyor güneşin salıncağı...♠️♠️♠️
Anlatamam, nasıl ıssız, nasıl karanlık...
Ve zehir - zıkkım sıgaram.
Gene bir cehennem var yastığımda,
Gel artık...♠️♠️♠️
"Gelecekse beklenen beklemek güzeldir. ...
Belki fazla yazıyorum. ...
"Sevmek, beklemek değildir, Sevmek, eyleme geçmektir, Sevmek, bir şeyler almak değil, Bir şeyleri çıkarsız sunmaktır." ...