Sonra, kayboldu sokaklar.
birbirimize birkaç aşk kadar geç kalmış olmasaydık, hep yanlış gidenlerin ardından yorulmasaydık~
Bizim hoca da böyle sinir bozucu
neden böyleler hiç anlamıyorum
Sabahın 5'i olmuş ben yapayalnız sen çoktan uyumuşsun. Ben çaresizce şarkılar dinlerken sen güzel rüyalar görüyorsun belki de. Ben çırpınırken bu acıdan kurtulmak için sen unutmuşsun beni çoktan. Gözlerimi kapatsam siman, şarkıyı kapatsam sesin çınlıyor kulaklarımda bu yüzden hep şarkı dinliyorum. Ama şöyle hangi şarkıyı açarsam açayım hiç bişey susturmuyor kafamdaki sesleri. İyi ki dediğim her cümlenin keşke diye son buluşunu seyrediyorum. Hayatımı uzaktan izlediğimde ne kadar da mutluymuşum gibi davranıyorum. Her zaman gülüyorum, kahkaha felan atıyorum. Bu içten gelen bişey değil yapma zorunluluğu olan ve artık çok alıştığım bişey. Hayat acımasız dedirten her olaya gece sövüp sabah aynı hayata uyanıyorum. Ve git gide yok oluyorum. Hissizleşerek başladım ama devamı gelecek iyi izleyin. ***05|39"4519
Her insanın özel anlayışı farklıdır. Mesela bazı kişiler için el ele tutuşmak özeldir, bazısı için öpmek, bazısı için ise sarılmak. Benim için her zaman sarılmak özeldi. Çünkü sarılmak bambaşka bir şey benim için. Bugün ilk defa sana sarıldığımı hayal ettim. Neden daha önce hayal etmediğimi bilmiyorum. Ama hayal ederken bi damla yaş aktı gözümden. O kadar içten sarıldım ki böyle sımsıkı, hiç bırakmıycakmışım gibi sarıldım. Sanki gerçekten sana sarılıyormuşum gibi hissettim. Sanki sana dokunabiliyormuşum gibi hissettim. Sanki saçlarının o yumuşaklığını hissettim. Sonra daha çok ağladım. Ben, ben sana dokunmak istiyorum, ben sana sarılmak istiyorum. Ben sana hiç dokunamasam da, hiç sarılamasam da, hiç seninle göz göze gelemesekte, ben seni özlüyorum. İnsan hiç dokunamadığını özler mi ? Hiç sarılamadığını ? Ama özlüyormuş. Bugün bunu öğrendim. Hem öyle bir özlüyormuş ki böyle içi içine sığmayacak kadar, kaçıp senin yanına gelmek isteyecek ama gelebilsem bile seni uzaktan izleyecek kadar. Ben, ben seni özlüyorum..