içimizde paramparça olup ufacık kırıntılarına kadar bölünmüşken hayat, içimizdeki okyanusların en derinlerinde boğulmuşken umutlar, yangınlar acımasızca alev almışken, içimizdeki tüm parçalar, tüm inandıklarımız, dirençlerimiz, dayanaklarımız, tüm çocukluğumuz paramparça olmuşken, içimiz yıkık bir savaş yerini andırırken, terkedilmiş bomboş bir şehirken, rüzgarlıyken, sessizken, içimizdeki depremlerden ve kıyametlerden sonra en ufak bir canlı belirtisi yokken, nasıl oluyor da ruhumuz hâlâ içimizde? nasıl oluyor da kalbimiz hâlâ atıyor? bakmayın gülümsediğime, ayakta durduğuma, dışarıdan normal göründüğüme, ben paramparçayım. ben, yenilgiyim.
Porn bloglar bana ileti atmazsanız sevinirim ayrıca önceki mesajlarınıza cevap vermiyorsam bir sonrakine de cevap vermeyeceğim demektir
bi kaç gündür zihnimin arka fonunda düşüncelerimle alakasız olsa da dönüp duran bir şiir
ellerin karanlık yalnızlığında tıkandım kaldım geceler boyu~
“Adam saatini satıp, kadının güzel saçları için gümüş bir tarak aldığı sırada; kadın, adamın saatine zincir alabilmek için saçlarını satıyordu.”