Sen benim kesilen bileklerimden akan kanım gibisin; benimsin ama bende değilsin.
Sahte gülüşünüzle, kibirli sözlerinizle, insanları aşağılayan bakışlarınızla siz tam bir masal kötüsüsünüz.
Günaydın efendim, zor bir gece geçirdik. Gölgeler ruhumuzu döverken sesimiz çıkmadı, duvarlara çarpan suskunluğumuz yankılandı. Ama bakın, güneş yeniden doğdu! Şimdi umutlarımız avuçlarımızda yeşerdi, hayallerimiz küçük bir çocuğun gülüşü gibi kaygısız.
Bir kadeh sun bana, ey saki, gamı dağıtsın;
Bu ömür dediğin nedir ki, bir yudum anımsatsın.
Yarın kim bilir nerede, hangi diyarda eser rüzgar,
Bugünün neşesiyle avun, yarını kim anlatsın?
Bakışlarınla çarmıha germiştin bedenimi,
Sözlerinle avuçlarıma çaktığın çivi.
Oysa ben seni severken günahsızdım İsa gibi!
Sevgim arttıkça medeniyetim azalıyor, sevgilim.
Bakışların başka gözlere çarptığında,
cadı avcısı olurum orta çağda,
yakarım her şeyi bir anda.
Sayın Hakim, bu, kalbimin ve zihnimin derinliklerinden gelen bir feryat. Ben, hayata, insanlığa, geleceğe dair beslediğim inancı kaybettim. Artık hiçbir şeye eskisi gibi bakamıyorum. Umudum tükendi.
Her şey anlamsız geliyor. Motivasyonum kalmadı. İlişkilerimde zorlanıyorum. Geleceğe dair hiçbir beklentim yok. Eskiden beni heyecanlandıran şeyler artık hiçbir anlam ifade etmiyor. Sanki içimde bir boşluk var. Şikayetçiyim hakim bey umutlarımı yıkan çocukluğumu çalan herkesten şikayetçiyim
Sen, ey Zümrüdü Anka, gizemli kuş,
Kaç kez gördüm küllerinden doğuşunu?
Her yanışın, yeni bir umut oluş,
Gözlerimle izledim o muhteşem dönüşünü.
Dağların ardında, sırlarla bezeli yollarda,
Gökkuşağı kanatlarında süzülüşünü hayal ettim.
Her rengi bir umut, her parıltısı bir sevda,
O ihtişamlı anı bekledim, sabırla seyrettim.
Şimdi de buradayım, aynı yerde, aynı düşle,
Tekrar kanatlarını açtığında göreceğim günü.
O görkemli yükselişinle, yeniden yeşerir içim,
Zümrüdü Anka, bekliyorum seni.
Çoğunluğun uğultusunda kaybolmaktansa, yalnızlığın yankısı olmayı tercih ederim.
Şimdi seni izlemek dünyanın en güzel rengi ama öpüşürsek birileri rahatsız olur. Boşverelim hepsini, yargılayan herkese sıradaki sevişmemizi armağan edelim.
Cehennemime gel ey sevgili, ateş ol, kor ol gel.
Bütün benliğinden arın da gel.
Çırılçıplak bedeninle, alev alev dudaklarınla gel.
Şehvetin ateşiyle yakarak gel, ey benim günahım.
Çocuktum, çok masallara inandım.
Büyüdüm, büyüdükçe çoğaldı yaralarım.
Çok kez durmadan aktı kanım.
Şimdi sen varsın, cehennemime hoş geldin.
İçtiğim şarabın sarhoşluğu geçmedi.
Dudaklarımla zehirlerim tenini,
sen de durma, uyuştur bedenimi.
Birbirimize sığınalım.
Tanrı bile istemezken bizi,
biz isteyelim birbirimizi.