...sesinde ne var biliyor musun/ ev dağınıklığı var/ iki de bir elini başına götürüp/ rüzgarda dağılan yalnızlığını düzeltiyorsun...
8.10 vapuru
“Mükemmeliyete değil kusurların güzelliğine inanan biriyim. Dağınık saçlara, asimetrik yüzlere, özensiz kıyafetlere, morluklara, kesiklere, çiziklere ve parça bütün ilişkisi olmayan her şeye. İnsanı özel kılan, diğerlerinden ayıran ve şahsa münhasır olan her kusura aşığım.”
hep böyle çocuksu mu bakar senin gözlerin? hep böyle içinde uzak bir ışık mı yanar? bakışlarında beni dinlendiren bir şey var; kıyısındaymış gibi en sakin denizlerin...
biliyor musunuz çok yoruldum ve bundan sonra bir şeyler istediğim gibi olsa bile kırgın öleceğim
Kız öldü!” diyorum, “Tek başına dışarıdaymış” diyor.
“Kız öldü!” diyorum, “Nasıl giyinmiş” diyor.
“Kız öldü!” diyorum, “Soyu sopu, dini, ırkı neymiş?” diyor.
Yahu Kız diyorum, öldü...
Umutları, hayalleri, geleceği öldü.
Annesi öldü, babası öldü. İnsanlık öldü.